İlk ıslık

8 yaşına 1 hafta kala ıslık çalmayı da öğrendin. Çalışınca başaramayacağın hiçbirşey yok!  Şimdi darısı parmak ıslığının başına.

Dizinin arka tarafıyla kitap okuyan çocuk…

Kitap okumaktan nefret eden Dante’ye, kitap okuması için türlü taklalar attıktan sonra son kozumu da oynamaya çalıştım ama yemedi:
A- “Oğlum kitap okumazsan seni 1. sınıfa geri yollayacağım”
D- (dizinin arkasını işaret edip) “Buramı acıttım biraz önce, okuyamam!”

Yeni Yıl Dileği

Dün gece Dante uyku sınırlarını zorlayıp yeni yıla bizimle birlikte girdi.
Birbirimize sarıldık, öpüştük. Birbirimize sarılı haldeyken herkes yeni yıldan dilediği şeyi söyledi.
Önceliği Dante’ye verdik, birkaç saniye düşündükten sonra:
“I wish world peace” (“Dünyaya barış diliyorum”) dedi yahu! “Ulan nerden öğrendin bunu?” dedik,
“Phineas and Ferb’den” dedi.

İlk Chat

Dante ve babası bugün ilk kez online chat yaptılar. Chat’i aynen aşağıya kopyalıyorum.

Dante:   Hiy papa hip hop was osim

Tammo: Hi Dante, cool. Did you learn new moves?

Dante: Yes when you cum i wil sowe you

Tammo: Awesome! Did you get green today again?

Dante: Yes

Tammo: Very good. I am proud of you.

Dante: Denku

Tammo: You are welcome

Arkadaşım “ev”

Komşunun 13 yaşındaki oğlu Dante’ye en iyi arkadaşlarının kim olduğunu sordu. Dante tek tek isimlerini söyledi. Sonra o da ona sordu. O da 4 kişinin adını söyledi. Dante tabi altta kalmamak için, arkadaş sayısının ondan yüksek olmasını istediği için onun adını da saydı, o da “ooo doğru bak ben de senin adını unuttum” deyince yine eşitlenen sayıyı bozmak için Dante düşündü taşındı ve:

“Benim bir tane daha en iyi arkadaşım var”

“Kimmiş?”

“Ev”

30 kg’lık Fiyaka

Ön bilgi 1 : Dante şu an 7 buçuk yaşında, 56 lbs (25 kg). Ta 65 lbs (30 kg) olana kadar yükseltici oto koltuğuna oturmayacak. Şu an 65 lbs olana kadar oturabileceği bir araba koltuğunu kullanıyor.

Ön bilgi 2: Tam iki yıldır, hala bıkıp usanmadan, Filipinli ve Hintli melezi bir kıza aşık. Kızın adı J.

Geçenlerde okuldan aldım Dante’yi, çıktıkokul kampüsünden, J. de annesinin elinden tutmuş arabalarına doğru yürüyor. Genelde arkadaşlarını bu şekilde gördüğünde camı açıp selamlıyor:

A- “aaa bak J ! Aç camını da merhaba de!”

Araba koltuğunda sanki yere birşey düşürmüş gibi aşağı doğru eğilmiş halde:

D- “Anneeeee, çabuk sür arabayı”

A- “Oğlum J’e merhaba demeyecek misin?”

D- “Hayıııır. Beni bu araba koltuğunda görmesin! Bu bebekler için!”

A- “Oğlum, senin koltuğun büyük çocuklar için”

D- “Bu koltukta oturduğumu J görmesin, booster seat‘te otururken görsün”

A- “Aaaa doğru tabi o daha cool olur. Ama o booster’da oturabilmen için 5 kg daha ağır olman lazım. Bunun için de annenin yemeklerinden güzelce yemen lazım”

D- “Tamam yicem!”

O günden beri her akşam bununla tehdit ediyorum ve her akşam yemekten sonra kilo alıp almadığına bakan ikinci bir manyak daha peydah oldu eve. (Öbür manyak da ben)

Bittim-ing-gen

Dante tuvaletten bize sesleniyor:

– ” Ich bin bittim! ”

Duymadığımızı sanıp ikinci kez sesleniyor:

– “Ben fertig!”

“Söylemek istemiyom!”

Üst katta iş yapıyorum. Alt katta salonda, Dante xbox’ta birşeyler oynuyor. Ama her zaman oynadığı Lego bilgisayar oyunlarından ya da Minecraft değil bu sefer. Silah sesleri duyuyorum, asker konuşmaları. Sanırım “Halo” bulmuş kendi kendine onu oynuyor. Yukardan sesleniyorum:

A- “Oğlum, ne yapıyorsun aşağıda?”

Bir sessizlik oluyor, belli ki dumur olmuş, bu Halo oyununu sevmediğimi biliyor.

D- “Söylemek istemiyom!”

Hört ettin

Dün biraz sinir sınırlarımı zorladı Dante. Eh, bağırdım çağırdım tabi. Ancak, ben bağırırken söyledikleriyle beni kırdı geçirdi, sinir minir kalmadı.
Neymiş; Duygularını incitmişim, zaten taekwondo’da pipisinin olduğu yere bir tekme yemiş acımış, bir de ben duygularını acıtmışmışım.
“Bugün zaten buramı kick ettiler, (kick= tekme) acıdı, şimdi de sen feeling’lerimi hurt ettin” (you hurt my feelings=”duygularımı incittin” diyor)

Dante aşık oldu. Artık o “love ediyor”.

Dante okulda bir kıza aşık oldu. Onun dilinde anne ve baba “sevilir”, kızlar “love edilir”.

Markette tesadüfen kızı görünce öyle heyecanlandı ki, heyecanla bana doğru koşup nefes nefese “Nathalie burda!” deyişi görülmeye değerdi. Aşık bir erkeğin neler yapabileceğini seyretmek çok güzel, hele o kişi 6 yaşındaki oğlunuzsa.

Dediğine göre Nathalie de onu “love ediyor”muş. Çünkü kız buna habire sarılıyormuş. Bir gün onu öpecekmiş dudağından. Bu onun “mission”ı (misyonu) imiş. Bunun planını da yapmış; Dediğine göre, tenefüste Nathalie’ye doğru koşup sarılacak ve onu yere düşürecekmiş. Çimenlerin üstüne düşünce de onu öpüverecekmiş. Kızın grip falan olabileceğini, dudağından öpmemesini söyledim. O zaman yanağından öpermiş.

“Ne hissediyorsun oğlum? Onu görünce midende kelebekler uçuşuyor mu? ” diye sordum geçen.

“Hayır anne, onu görünce midemde dev gibi kayalar aşağı düşüyor” dedi.

Aynı annesi işte!
Ben de onun yaşındayken, aşık olduğum oğlanı apartman kapısının arkasında sıkıştırıp dudaklarından öpmüşlüğüm vardır.

Yalnız bu çocuk bir harika dostum! On yıl sonraki halini düşünemiyorum bile.